Ezber bozanım ben..Çünkü yola tek başıma ise tek başıma diyerek çıktım.
Öyle el alem ne der ile değil, alemin elinden vazgeçerek, ayağımda çarık elimde asa ile değil, içimden şekerleme tadında küfürler ederek...
Düştüm elbet, kalkmayı öğrendim, sonra nasıl düşmem gerektiğini ve nelerin beni bir daha düşüremeyeceğini...Yeri geldi gözyaşlarımı elimin tersiyle sildim sonra gözyaşlarımdan da vazgeçtim...Bazen küfrettim, bazen bir uğur böceğine şarkı söyledim, karıncaya yardım ettim, bazen bir kelebeğin kanadına dokundum, bazen kendi boğazıma yapışıp nefessiz kaldım, bazen de sadece sebepsiz kahkahaydım. Çeliştim önce kendimle sonra çekiştirildim dünya eliyle...
Dünya' lı olmayı reddediyorum ben. Tepeden tırnağa harama bulaşarak, cennet ehli gibi helal konuşanlarla, bıraksan namus dersi verecek olan yalandan 'ayyyy...durrr... yapma...' diyen varoş bir semtin fingirdek kenar mahalle dilberiyle, dürüstlükten dem vuran ama buna karşı bir sebeple vurulan ticaret erbabıyla, artık salağa yatacak yer bile bulamayan iyi niyet timsali görünüp geçenlerde arkadan çevirdiği bilmem kaçıncı işi kutlamayı ihmal etmediklerimizle aynı havayı solumak istemiyorum çünkü bu kadar basit, bu kadar net...
Komodinin üzerine bırakılmış parayı almayı hak edenler deyince bedenini satan fahişeler dışında akla karakter yoksunu adamlar da gelince bir nebze nefes alabileceğim...Küfürler bedene indirgemeden edildiğinde ağız dolusu küfürler edeceğim...Kuruş hesabına gerek duyulmadığında inanacağım hesapsız, kitapsız olunduğuna, aşk tabiat olaylarıyla ifade edilmediğinde, gülüşler mutluluğun derinliğinde ifade edildiğinde, suskunluklar sadece asaletten sayılmadığında, yer çekimine inat havada bırakılmış duygular olmadığında, barış isterken savaş hazırlıkları yapılmadığında, çıkar ilişkileri hayatlardan çıkarıldığında yeniden isteyeceğim belki de...Ama şimdi değil...Şimdi insanca yaşamak için hiç uygun değil...
...azazine...
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder